8 Aralık 2018 Cumartesi


Image result for TAEKWONDO TAE; Ayak, KWON; El anlamına gelmektedir. DO ise, ahlak ve fazilete ulaÅŸmak için takip edilmesi gereken düşünce ve davranış biçimidir. Taekwondo kelime anlamıyla el ve ayaklarla uygulanan savunma ve vuruÅŸ tekniklerinden oluÅŸan, sporcuda ahlaki deÄŸerlerin yüceltilmesine katkıda bulunan bir spor dalıdır. Merhaba arkadaşlar artık ben TAEKWONDO ya kardeşim AYŞE'de JİMNASTİK kursuna gitmeye başladı. size bu iki spor dalı hakkında bilgi vereceğim.

TAEKWONDO

TAE; Ayak, KWON; El anlamına gelmektedir. DO ise, ahlak ve fazilete ulaşmak için takip edilmesi gereken düşünce ve davranış biçimidir.

Taekwondo kelime anlamıyla el ve ayaklarla uygulanan savunma ve vuruş tekniklerinden oluşan, sporcuda ahlaki değerlerin yüceltilmesine katkıda bulunan bir spor dalıdır.

Taekwondo, uzak doğu ülkelerinden KORE’ nin Milli sporu olup, bu ülkede doğmuş, gelişmiş ve zamanla Dünya’ya yayılmıştır. Geçmişi 13 Asır öncelerine dayanmaktadır. Nitekim o çağlarda KORE’de yaşayan insanlar doğaya, vahşi hayvanlara ve haydutlara karşı kendilerini savunmak için tamamiyle ayak tekniklerini içeren bir savunma sistemi geliştirmişler ve buna “TAEGYON” yani “Ayak Sistemi” adını vermişlerdir. Yine aynı çağlarda KORE’ de uygulanmakta olan “KWONPOP” yani “Yumruk Metodu” olarak isimlendirilen sadece el tekniklerini içeren bir sistem daha bulunmakta idi. Bu arada 600’lü yıllarda KORE Yarımadası 3 Krallığa bölünmüş ve bu krallıkların en küçüğü olan SİLLA Krallığının genç asilleri ve savaşçıları kullandıkları çeşitli savaş silahlarının yanısıra yukarıdaki el ve ayak tekniklerini geliştirerek bir savaş aracı olarak kullanmak suretiyle silahsız savaş çalışmalarına da önem verip kendilerini düşmanlara karşı daha güçlü duruma getirmişlerdir. İşte bu insanlar el ve ayakla yaptıkları savunma tekniklerini, zamanla sistemleştirerek adına Taek-Kyon demişlerdir. Böylece de Taekwondo’ nun ilk temelleri oluşmuştur.

CİMNASTİK 

            Jimnastik, Eski Yunan uygarlığına, Eski Mısır’a ve İndus uygarlıklarına uzatılabilecek kadar eski bir geçmişe sahip olan spordur. İnsanlar yeryüzünde topluluk olarak yaşamaya başladıkları için çağlardan beri tanrıları ile iyi geçinmek için törenler yapar, tanrılarına adaklar sunarlardı. İşte cimnastiğin ilk örnekleri bu dini törenlerde görüldü. Bunlar bir çeşit dini danslar olup, tüm kabile fertleri genç, yaşlı, kız, erkek bu danslara katılır, kıvrak el, kol, omuz ve bel hareketleri ile oyunlarını müzik eşliğinde yaparak dans ederlerdi. Cimnastiğin ilk örneklerini gördüğümüz bu ilkel toplum kabilelerin dansları, yalnız dinsel törenler için yapılmaz av başlangıç ve bitimlerinde de yapılırdı. Bugün bile Güney Amerika, Avusturya ve Afrika’da bulunan kabilelerde bunun örnekleri görülmektedir.

Bugün anladığımız anlamdaki cimnastik daha sonraları oluşmaya başladı. Gerçek anlamda cimnastiğin bir fiziksel egzersiz olarak uygulanılması Eski Yunan uygarlığında görülür. Ancak bu tür fiziksel eğitim yalnızca soylu sınıfın çocuklarına aitti. Böylece bu sınıf çocukların sağlıklı bedensel gelişimleri sağlanıyordu. Bu tür uygulama daha sonraları da Roma uygarlığında benimsenmiş, cimnastiğe yönetici soylu sınıfların çocuklarının eğitildiği okullarda büyük önem verilmiştir. Ancak cimnastik Rönesans ve Reform dönemlerinden sonra çeşitli Avrupa ülkelerinde okullarda ders olarak uygulamaya konuldu.

Cimnastik 1450 yıllarından 1800 yıllarına kadar gerçek anlamda bir eğitim aracı olamadı ancak 1800’lerde yaygınlaşmaya başladı. İşte eski uygarlıklardan beri fiziksel egzersizlerin bir çeşidi olarak yapılan jimnastik modern olarak 19. yy’ların ortasında popüler oldu. Bugün izlediğimiz olaylar ve kurallar bu yüzyılın ortalarına kadar standart hale getirilmemiştir. Napolyon’un orduları Almanya’yı istilaya hazırlanırken, bir papazın oğlu olan Friedrich Ludwing Jahn adl. (1778-1852) bir genç bugünkü modern cimnastiğin temelini attı.


Alman Friedrich Ludwing Jahn günümüzde kullanılan artistik cimnastiği biçimlendirmiş kişi olarak bu spor branşının babası sayılır. İsveçli Pehi Henrik Ling’in cimnastik alanında yaptığı çalışmalar ve geliştirdiği sistemler ise çağdaş cimnastiğin oluşmasında büyük rol oynamıştır. 1896’da modern olimpiyatlar başlarken seçilen 7 spor dalından biri de cimnastikti ama yarışmalara yalnızca erkekler katılırdı.

Bayan cimnastikçiler ilk olarak 1928 Olimpiyat Oyunlarında yarıştılar. Günümüzde her olimpiyattan önce ve sonraki yıllarda yapılan dünya şampiyonaları 1934’de başladı. Her yıl düzenlenen dünya kupaları ise 1975’de başladı. 1960 yılından sonra televizyon yayınları bütün dünyada cimnastiğin yaygın bir spor haline gelmesini sağladı.
KAYNAK:http://www.turkiyetaekwondofed.gov.tr/default.asp?SayfaID=10     http://sampiyongencler.com/portfoy/

AMASYA GEZİSİ

                                            AMASYA Amasya ili; Orta Karadeniz Bölümünün iç kısmında yer almaktadır. 7 bin yıldan eski tarihi...